Altıma serdi de ipekten halı
Önüme koydu da kaymağı balı
Seni seven yiğit neylesin malı
İnce belli şal kuşaklı bir gelin
Hocasına vardım dersini okur
Bahçesine vardım bülbüller şakır
İbrişim içinde halılar dokur
Elleri erdemli kollu bir gelin
Karac'oğlan der ki öğdüğün öğer
Altın yapağından cepkenin döver
Ay ile besdetmiş gün ile doğar
Cennet-i âlâda nurlu bir gelin